Projeniz var mı? Kırsal ve kentsel kalkınma
Sosyal medyada 10.000 hemşerimizin takip ettiği, “Beyşehir Gölü Havzası Tarihî Kültürel Doğal Mirası Koruma-Tanıtma Platformu”, kısa adıyla BEYTAP sayfasında son zamanlarda yaptığımız anketlerde,
Prof. Dr. Hüseyin MUŞMAL
-memleketimizin öncelikli konularının ne olduğu hemşerilerimiz tarafından oylanmaktadır.
Söz konusu anketlerin yanı sıra memleketimizin bütün iç ve dış mahallelerini bilen, gören, geçmişi ve güncel durumu ile ilgili araştırmalar yapan bir akademisyen olarak memleketimizin ihtiyaçlarının ne olduğu hakkında fikir sahibi olmakta ve bu konudaki düşünce ve projelerimizi köşe yazılarımızla sizlerle paylaşmaktayız.
Malumunuzdur ki Gembos Yolu’nun açılmasıyla birlikte, İç Anadolu ile Antalya bağlantısı tarihî süreçte olduğu gibi yeniden Konya, Beyşehir ve Derebucak üzerinden gerçekleşmektedir.
Böylece Ankara, Kapadokya veya Konya’dan Antalya’ya gidip gelen insanlar için Beyşehir önemli bir durak noktası özelliğini yeniden kazanmıştır.
Bu güzergâh üzerinde seyahat edenler yolculukları sırasında Beyşehir’de mola vermekte, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne giren Eşrefoğlu Camii ve Külliyesi’ni ziyaret etmekte, Beyşehir’e kadar gelmişken bir balık yemeyi arzu etmektedir.
Hatta eğer zamanları var ise göl kenarında biraz vakit geçirmeyi, mümkünse Eflatunpınar, Yakamanastır yahut Karaburun gibi yerleri görmeyi de istemektedir.
Ancak memleketimizde birbirinden kıymetli balık restoranlarımız varsa da ne yazık ki hizmet sektörümüzün Gembos Yolu’nun açılması sonrasında oluşacak yoğun talepleri karşılayacak yeterlilikte bulunduğu söylenemez.
Üstelik artık seyahat acentelerinin tur güzergâhlarına yeniden dâhil edilmeye başlanan Beyşehir’i daha geniş bir çerçevede gezmek, Kubadabad Sarayı, Fasıllar Anıtı ve Adalar gibi güzergâhları görmek ve burada vakit geçirmek isteyen ziyaretçiler için konaklama imkânları da yeterli değildir.
Memleketimizde her biri fedakârca çalışan ve birbirinden kıymetli otel işletmecilerimiz varsa da zaman içinde bu işletmecilerimizin yeni yatırımlar yaparak 4 ve 5 yıldızlı işletmeler kurmaları son derece elzem görünmektedir.
Ayrıca, şehir olarak bu güzergâhın avantajını verimli bir şekilde değerlendirmek istiyorsanız, özellikle sonbahar ve kış mevsimlerinde, her türlü şirket toplantılarının yapıldığı, kurum ve firma üyelerinin bir araya geldiği, sporcuların kamp yaptığı, bilimsel toplantıların organize edildiği, büyük restoranları, olimpik havuzları, termal tesisleri ve konferans salonları ile 4 ve 5 yıldızlı otellerin kurulması gerekmektedir.
Bu konuda, yaptığımız bazı ön görüşme ve değerlendirmelerle edindiğimiz kanaatler bize göstermiştir ki, yatırımcıların bölgeye çekilmesi amacıyla resmî yollar üzerinden gerekli teşvikler ve davetler yapılarak onlara meşru kolaylıklar sağlanmalıdır.
Aynı durumun sanayi ve ticaret alanlarında yatırım yapacak olan iş insanları için de gerekli olduğunu düşünmekteyim.
Hemen herkesçe malumdur ki aynı zamanda bir sanayi memleketi olan Beyşehir’de başta tüfek ve mermer olmak üzere çok önemli sanayi tesisleri bulunmaktadır.
Söz konusu tesisler Beyşehir’in kalkınmasında son derece önem arz etmekte ve işsizlik oranının düşmesine büyük katkılar sağlamaktadır.
Ancak bu konudaki gücümüzü artırmak için bu alanda faaliyet gösteren şirket ve kooperatiflerin yaklaşımları ve paydaşlığı ile Türkiye’de özellikle Av Tüfeği ve Mermer sektöründe oldukça önemli ve büyük bir fuarın Beyşehir’de düzenlenmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Daha önce ifade ettiğimiz gibi bu alanda Türkiye’de bir ilk olarak Beyşehir Organize Sanayi içerisinde Huğlu ve Üzümlü ile entegre Ar-Ge merkezlerinin açılması ve Savunma Sanayi alanında bir meslek yüksek okulunun kurulması da hayal değildir.
Diğer taraftan özellikle kırsal alanda büyük oranda kadınlara yönelik istihdam alanlarının oluştuğu yeni atölye ve işletmelerin kurulması için de çalışmalar yapılmalıdır.
Malumdur ki Beyşehir, geçmiş yıllarda özellikle el dokuması halıların üretildiği son dere önemli bir merkez halindeydi. Özellikle bazı kasabalarda iki katlı evlerin altındaki atölyelerde çok sayıda tezgâh bulunur, burada kadınlarımızın dokuduğu halılar yurt dışına gönderilirdi.
Makine halıcılığının geldiği durum karşısında bu alanı yeniden canlandırmak zor gibi görünse de pazar probleminin bulunmadığı özellikle küçük ebatlı, hediyelik, ipek halı ve seccadeleri dokumak üzerine kurulmuş tesisleri görmüş ve yerel idarenin veya ilgili kurumların önderliğinde bu alanda gerçekleşmiş başarı hikâyelerini yakından inceleyerek projeler geliştirmiş bulunmaktayım.
Detaylarını sohbetlerimizde paylaşmak üzere burada kısaca değinecek olursak; bu konuda bir başka girişim de uygun toprakların bulunduğu yerleşimlerde geçmiş yıllardaki kültürün bir devamı olarak özellikle hediyelik eşyalar üreten seramik atölyelerinin kurulması olmalıdır.
Beyşehir’de Huğlu ve Üzümlü gibi kendisini aşabilmiş yerleşimlerin yanında, her biri son derece önemli bir sınaî kültüre sahip Doğanbey, Yenidoğan, Yeşildağ, Karaali, Bayavşar, Gölyaka, Esence, Çetmi vs. gibi uygun yerleşimlerde o yerleşimin tarihi birikim ve kültürüne uygun olarak atölyeler kurulmasıdır.
Yeter ki bu konuda girişim yapmak için bir niyetiniz, gayretiniz ve bunu hayata geçirebilmeniz için bir ekibiniz olsun.
İnanıyoruz ki memleketimizde, bölgemize özgü geçmiş yıllarda mevcut olan önemli zanaatlar, çağın getirdiği ve gerektirdiği şekilde yeniden güncellenerek hayata geçirilebilir.
Ahilik kültürünün ve geleneksel zanaatların hâlâ yaşadığı bölgemizde özellikle Beyşehir ve Konya Organize Sanayi ile irtibatlı ve entegre bir şekilde bu türden orta boy işletmelerin kırsal alanda önemli bir istihdam alanı oluşturacağı ve kırsal nüfusun yerleşimde kalmasına ve bu alanların eski cazibesine kavuşmasına katkı sağlayacağını düşünmekteyim.
Kırsal alanda üretimi teşvik etmek ve artırmanın yanı sıra ürünün pazara sevk edilmesi meselesi de önem arz etmektedir.
Hâlihazırda kırsal kesimlerin mevcut yol ve alt yapı imkânları bu yatırımları kaldırabilecek düzeyde değildir.
Bu noktada kırsal kesimler de yapılacak faaliyetlerin karşılık bulabilmesi için kırsalın yol ve alt yapı imkânlarının da geliştirilmesi gerekmektedir.
Bütün hemşerilerimi saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.
Devam edecek…