30 Ekim 2023 - Pazartesi

Hâl beyanımdır

Eskilerin ifadesiyle “Marifet iltifata tabidir, müşterisi olmayan mal zayidir.”

Yazar - Prof. Dr. Hüseyin MUŞMAL
Okuma Süresi: 5 dk.
Prof. Dr. Hüseyin MUŞMAL

Prof. Dr. Hüseyin MUŞMAL

-
Google News


İltifatlar zaman zaman nazarları doğuruyorsa da Yüce Allah’ın hayırlı işleri yapanları koruduğuna yürekten inandığım için Yaradana sığınarak bu yazımızda hemşerilerimizle ilgili birkaç kelam etmek istiyorum.

Malumdur ki hemen her yazımızda memleket sevgimizi bir vesileyle dile getiriyor, şehrimizin daha güzel ve daha nitelikli bir şehir haline gelebilmesi için düşünce ve önerilerimizi paylaşıyoruz. 


Nerdeyse 25 yıldır memleketimizle ilgili çalışıyor olsak da özellikle son yıllarda kitaplarımız, röportajlarımız, belgesellerimiz, TV programlarımız ve sosyal medyanın da etkisiyle hemşerilerimizle sıklıkla buluşmak mümkün oluyor. 

Bir vesile ile bir araya geldiğimiz, konuştuğumuz hemşerilerimiz memleketimizle ilgili çalışmalarımızı okuduklarını, programları izlediklerini ve çabalarımızı sürekli takdir ettiklerini ifade ediyorlar.

 Sadece Beyşehir’den değil, hemşerilerimizin yoğun olarak yaşadığı Konya, Antalya, Ankara, İzmir ve İstanbul gibi büyükşehirlerden hatta yurt dışından dahi telefonla arayan veya mesaj yazanlarla muhabbet ediyor ve memleketimizin meselelerini konuşuyoruz.

 Bir kısmıyla zaman zaman bir araya geliyor, biz kısmıyla bahara, yaza sözleşiyoruz. Önceden ismimizi bilsin veya bilmesin bir şekilde karşılaştığımız ve tanıştığımız insanlar da bizi daima bağırlarına basıyor. 

Nerede görüşürsek görüşelim, hangi dünyadan olurlarsa olsunlar hemşerilerimiz her fırsatta bizi Allah için sevdiklerini ve daima desteklediklerini ifade ediyorlar.

 Daha önce görmediği halde, mesafe gözetmeksizin bizlere muhabbet besleyen insanlarımızın bu denli koşulsuz sevgisine mazhar olabilmek ne büyük bir nimettir.

 Bu şehrin evladı olarak, hemşerilerimizden gördüğüm bu iltifat ve muhabbet nedeniyle Rabbime ne kadar şükretsem azdır. Allah hepinizden razı olsun.
Evvelden beri yaşı benden büyük olsun veya olmasın ama özellikle büyüklerimizin tecrübelerini dinler, notlar alır, anlatılanların yaşanmışlıklardan kaynaklanması nedeniyle her birine özel bir önem veririm. 

 Yaşıtlarım veya benden küçük olanların ise özellikle hayallerini merak eder ve onların hikâyelerine dâhil olmaya çalışırım. Bir çeyrek asırdır üniversite hocası oluşumuz nedeniyle sürekli gençler arasında bulunduğumuz için gençlerimizin dünyasına kolaylıkla girebilmek ve onlarla yakın iletişim kurabilmek konusunda da oldukça bahtlı olduğumu düşünüyorum.

  Mesleki kariyerimiz dolayısıyla zaman zaman mesafeli gibi görünsek de, sürekli arazilerde, kırsal kesimlerde ve sahada çalıştığımız için 7’sinden 70’ine kadar her türlü yaş ve meslek grubuyla kolayca kaynaşabilmemiz, hiç yadırgamadan ve yadırganmadan her ortama uyum sağlayabilmemiz de mümkün oluyor.

 Böylece insanını gönülden sevdiğimiz dağını, taşını, balığını, kuşunu yakinen tanıdığımız memleketimizin meselelerine vakıf olabilmek imkânına da kavuşmuş oluyoruz.


Beyşehir merkezinde ve kırsalında uzun yıllar boyunca arazide çalıştığımız dönemlerde, muhabbetine konuk olduğumuz hemen herkeste gözlemlediğim şekliyle memleketimizin insanının son derece özel olduğunu düşünmekteyim. 

Her biri ayrı niteliklere sahip olan Beyşehir’e bağlı yerleşimlerde yaşayan hemşerilerimizle temas ederseniz, onların ne kadar misafirperver ve ahde vefalı insanlar olduğuna şahit olursunuz.

 Hemen herkesi kucağına basan bu insanlarımızın seslerine kulak verirseniz, anlatmaya değil dinlemeye, almaya değil vermeye giderseniz, yalnızca kapılarını değil gönüllerini de size açtıklarını görürsünüz. 

Gönüllerine girdiğiniz insanlar Anadolu İrfanı’nın en güzel örneklerini yansıtır şekilde yalnızca mahallesinin sorunlarını dile getirmekle kalmayacak, sizinle tecrübelerini ve çözüm önerilerini de paylaşacaktır.

 Yeter ki onların sesine gerçekten ve içtenlikle kulak veriniz. Emin olun Beyşehir’imizin insanı çok fazla şey istemez, talepleri öyle çok büyük bütçeleri gerektiren işler değildir. Eksiğini bile söylemekten ar duyan memleketimin insanı asla fazlasını talep etmez.


Kırsal kesimler konusundaki önerilerimi önceki yazılarımda ifade ettiğim için burada tekrar etmeyeceğim. Bu öneriler de dâhil olmak üzere memleketi yönetmeye talip olanların kırsal yerleşimlerimizin durumuna yeniden ve yakinen eğilmeleri, bu konuda daha önceki ezberleri unutarak, mevcut sorunları yerinde ve yeniden gözlemlemeleri ve muhtarımızla birebir çalışarak her bir yerleşim için ayrı raporlar ve yol haritaları hazırlamaları gerekmektedir.

 Söz konusu raporlar başta ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile paylaşılarak acil bir eylem raporu ortaya konulmalı ve yapılacak faaliyetler için projeler hazırlanmalıdır. 

Daha önce ifade ettiğim gibi bu konuda Beyşehir’de veya Beyşehir dışında yaşayan, eğitim, kültür, turizm, sanayi, ziraat veya ticaret alanlarında hizmet veren iş kollarında yetişmiş hemşerilerimizin fikirlerinin de sorunların tespiti ve çözülmesinde oldukça önemli katkılar sağlayacağını düşünmekteyim. 


Bütün hemşerilerimi, saygı, sevgi, muhabbet ve hürmetle selamlıyorum. Rabbim sevginize layık olmayı nasip etsin.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.