Hasretle Beklenen!
Hasretle beklenen gelir mutlaka; Sultan fikir, şanlı otağa gelir.
Prof. Dr. Hüseyin MUŞMAL
-Hasretle beklenen gelir mutlaka;
Sultan fikir, şanlı otağa gelir.
Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in “Gelir” isimli şiirinde yer alan bu beyit, ne güzeldir. Beyitte hasretle beklenirse, sultan fikrin mutlaka şanlı otağa geleceği müjdelenmektedir.
Birkaç gün önce Beyşehir’de kıymetli bir gazeteci ağabeyimiz iyi niyetiyle duygu ve düşüncelerinin bir yansıması olarak “Aday adaylarına bir sözümüz olmaz ama Prof. Dr. Hüseyin Muşmal Beyşehir’e çok yakışır diye düşünüyorum.
Ne dersiniz dostlar” ifadesini sosyal medya hesabında paylaştı. Paylaşımdan bir saat kadar sonra haberdar oldum. Kendisiyle görüşerek iyi niyeti, duygu ve düşüncelerinin karşısında son derece müteşekkir ve müteessir olduğumu belirttim.
Söz konusu paylaşımın Beyşehir’de çeşitli mahfillerde haftalardır devam eden sohbetlerin, temennilerin ve iyi dileklerin bir yansıması olduğunun ve vatandaşlar arasında benimle ilgili pozitif bir algının sonucunda oluştuğunun farkındaydım.
Hâlihazırda siyasi bir kimlik taşımadığım ve aday adaylığını ilan etmiş bulunmadığım için söz konusu paylaşımı, memleketimin derdiyle tasasıyla ilgilenen, bunun için kaygılanan ve halkın sesi olan bir gazetecinin bu şekilde temennisini dile getirmiş olmasını son derece makul karşıladım.
Hatta paylaşımın içerisinde “Ne dersiniz?” ifadesi ile halkın düşüncelerinin sorulması da bu konuda ne kadar hassas olunduğunu da göstermekteydi.
Öğrendiğim kadarıyla bu soruya birkaç saat içerisinde çok sayıda cevabi yorumlar yapıldı ve hemşerilerimiz kahir ekseriyetle olumlu dilek ve düşüncelerini dile getirdiler.
Sınırlı sayıda da olsa, hepsi birbirinden kıymetli aday adaylarımızdan bazılarının paylaşımı doğru bulmadıklarını, bu şekilde bir kişinin lehine bir algı oluşabileceğini doğrudan veya dolaylı olarak dile getirmiş oldukları da görüldü.
Kıymetli aday adaylarımızın düşüncelerini saygıyla karşıladığımı özellikle beyan etmeliyim. Ancak bu konuda aday adayı olmuş veya olmayı düşünen hemşerilerimle rekabet halinde olmadığımı, her birini kardeşim mesabesinde gördüğümü söylemek isterim.
Yazılarımda defalarca ifade ettiğim gibi ömrünü akademide ülkesi için harcayan bir akademisyenin memleketine hizmet etmesi için herhangi bir makama ihtiyacı bulunmuyor.
Üstelik defalarca şahit olduğum gibi karşılıksız sevilen ve sürekli iltifat gören bir kardeşiniz olarak hemşerilerimin gönlünde en güzel makama sahip durumdayım.
Manevi anlamda bu son derece güzel makamın yanı sıra mesleğini severek yapan maddi açıdan da hayatını rahatlıkla sürdüren bir hocayım. Rabbim sağlık, sıhhat, afiyet versin. Cümlemizi nazarlardan, belalardan, hasetlerden korusun.
Bildiğiniz gibi ömrümün ilk 15 yılını Beyşehir’de, son 30 yılını da Beyşehir’le yatıp kalkarak geçirmiş biri olarak memleketten hiçbir alacağım olmadığı gibi yıllardır bu memlekete borcumu ödemek için çalıştığımı her fırsatta dile getiriyorum.
Belki de bu nedenle son yıllarda ve özellikle son aylarda her biri birbirinden kıymetli hemşerilerim bizleri bu makamlara yakıştırdıkları gibi karşılaştıklarında veya bizzat arayarak “Elimizi taşın altına sokmamız” gerektiğini sürekli olarak ifade eder oldular.
Halkın bize gösterdiği bu teveccüh öyle bir hâl aldı ki, bu konudaki taleplere ve ısrarlara kayıtsız kalmanın bir vebal olduğunu söyleyenlerle karşılaşmaya başladım.
Hemen her fırsatta dile getirilen bu durum karşısında uzun süre sessizliğimi korumakla birlikte, benzer dilek ve talepleri klasik ifadelerle geçiştirmek mümkün olmaz oldu.
Yine de yazdığımız yazılarda, yaptığımız konuşmalarda, memleketimizde herhangi bir makama talip olmadığımı ifade etmeye devam ettim.
Ancak son zamanlarda durum öyle bir hâl aldı ki, küçücük bir kar topu kocaman bir çığa, dilekler de artık inisiyatif almam ve aday adayı olmam gerektiği noktasında ısrarlara dönüştü.
Başından beri, bu konuyu dile getiren bütün dostlara “aday adayı olmayı düşünmediğimi, memleketimizi layıkıyla yönetecek tecrübeli, akil, yetişmiş ve dinamik insanlar bulunduğunu” yineledim.
Lakin sürekli olarak artan ısrarlı talepler karşısında “aday olmam konusunda bir ittifak söz konusu olur, bu yönde ciddi bir talep dile getirilirse elbette ki tereddüt etmeden sahaya inebileceğimi” beyan ettim.
Bu vesileyle bir kez daha ifade etmeliyim ki, gençliğinden itibaren teşkilat adabını bilen, hayatının önemli bir kısmını idarecilikle geçiren bir memleket sevdalısı olarak herhangi bir makamın taliplisi değilim.
Ancak memleketim adına bir ihtiyaç olduğunda, dün olduğu gibi, bugün de, yarın da hizmet yolunda ömrümü harcamakta asla tereddüdüm olmaz.
Bunun için de bir makama ihtiyacımız yoktur. Bu konuda hiç kimse ile herhangi bir polemiğe girmek istemediğimi açıkça ifade etmek isterim.
Bu vesile ile memleketimize hizmet etmek için aday adayı olmuş bütün kardeşlerimize, ağabeylerimize başarılar diliyorum.
Rabbim inşallah Beyşehir’e yakışan bir Eşrefoğlu beyine hizmet etmeyi nasip edecektir.
Hasretle beklenen gelir mutlaka;
Sultan fikir, şanlı otağa gelir.