Benim gözlerimden Beyşehir…

 Konya da yaşamama rağmen daha önce hiç gelmediğim ama adını sıkça duyduğum bir ilçeydi burası. 

Bilmiyordum tabi ki o zamanlar bu güzel ilçenin hayatımın tamamına etki edeceğİni, yaşamımı derinden etkileyeceğini...

2004 yıllarında başladığım yağlı boya resim çalışmalarımın yerini 2005 yılında fotoğrafa bırakmasıyla o andan itibaren yaşadığım ilçeyi gerçek manada görmeye ve tanımaya başladığımı anladım. 

Herkesin, her gün üzerinden geçtiği eski köprü oysa ki ne yaşanmışlıklar ve ayrılıkları saklarmış hep hafızasında.

 Eşrefoğlu Camii tavanından içeri sızıp her detaya dokunuşlar yapan ışık aslında bizimle konuşur, kendi tarihini anlatırmış ama hiç duymamışız.

 Eflatun pınarı anıtında çözülmeyi bekleyen bir gizemin olduğunu, Leylekler vadisindeki leyleklerin aslında her yıl aynı yuvalarına gelme sebeplerinin ise şimdi benim Beyşehir’e olan hasret ve özlemimle aynı olduğunu ve bunun gibi bir detayı saklayan ve yaşatan bir şehirmiş Beyşehir.

Yıllarca fotoğraf makinam elimde yollara düştüm ve adım atmadık yer bırakmadan fotoğrafladım.

 Özellikle Beyşehir gölü ve balıkçılar benim en çok sevdiğim proje çalışmalarımdan oldu. 

Özellikle kış aylarında gölün donması ile oluşan yaşam manzaraları sadece benim değil Tüm Türkiye’nin hatta Dünyanın hafızasına kazındı.

 İnsanların sadece kutup bölgelerinde gördüğü buzlu ve soğuk kareler Türk fotoğrafının ilgi odağı haline geldi ve Beyşehir de Fotoğraf sanatının doğmasına ve gelişmesine yol açtı.

 Birkaç arkadaşımızla oluşturduğumuz (BEYFOT) Beyşehir fotoğraf Topluluğunu Beyşehir'e kazandırdık. 

Halen insanlar 4 mevsim Beyşehir’e bu güzellikleri çekmek için gelirler ve Beyşehir’in sesini duymaya, onu anlamaya çalışırlar. 

Yaşam size verilmiş boş bir film.

 Her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın... (Ara GÜLER)