Kavun karpuz ekilen bir göl istemiyoruz

Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır, “Kavun karpuz ekilen bir göl istemiyoruz”dedi.

Bayındır, Beyşehir Kadın Dayanışma Derneği tarafından yakın gelecekte kurumaya yüz tutarak yok olmasından endişe edilen Beyşehir Gölü için farkındalık oluşturulmasına yönelik düzenlenen etkinliğe katıldı.

Bayındır, yaptığı konuşmada, “Allah-u Teâlâ’nın dünyada bir benzerini daha yaratmadığı, yakınından geçenleri hayran bırakan bir Beyşehir’den bahsediyorum. Beyşehir’i ele alırsak dünyada bütün güzelliklerin toplandığı bir şehirdir. Her şehirde göl vardır ama her şehirde ırmak yoktur. Her şehirde dağ yoktur. Kanyon yoktur. Doğal güzellikler dediğimiz, güneşe doğru uzayan sedirler ve çam ağaçları yoktur. Burası bize Allah’ın emanetidir. O yüzden biz bu emaneti koruyamazsak yazık olur. Bağımsız bir Belediye Başkanıyım, Avukat hanımefendinin okuduğu basın bildirgesini baştan sona destekliyorum. Çünkü bu göle çocukluğundan beri arkadaşlarını kurban veren bir neslin evladıyım. Ben Beyşehir ve Beyşehir Gölü’nün hakkını hep savundum, savunmaya da devam edeceğim.” İfadelerine yer verdi.

Bayındır, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü.

“Geçtiğimiz yıllarda o zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel şöyle demişti; Beyşehir Gölü’ne Derebucak Derivasyonunu yaptık. Beyşehir Gölü’ne 250 milyon ton su geliyor, alınan su miktarı ise 130 milyon ton. O zaman Doğru Yol Partisi’nin Belediye Başkanıyım. Dedim ki; Sayın Cumhurbaşkanım bu DSİ Müdürü size yalan söylüyor yanlış bilgi veriyor dediğimde, Sayın Demirel bana ; “sen ondan iyi mi biliyorsun dedi” bende bu gölü savunmak için karşılık verdim. Evet, “ben ondan daha iyi biliyorum. Çünkü bu gölde ölen arkadaşlarım oldu. Bu gölden alınan su miktarı 250 milyon tondur. 130 milyon ton ise Gembos Derivasyonuyla gelen miktardır.” diyerek savundum. Velhasıl Beyşehir Gölü’ne yazık oluyor. Burada tarım arazilerine ve şebekelerine su verilsin buna biz varız ama Beyşehir Gölü’nün 1222,40 kotunun altına düşmesin. Hatta bu minimum kot, 1123,40 olsun. Bu gölü ancak böyle kurtarırız. Bir yumruk gibi durursak, bir olursak, bu gölün hakkını ararız. Bu davaya katılan herkesi saygıyla selamlıyorum. Hepiniz Allah’a emanet olun.

Beyşehir Kadın Dayanışma Derneği'nin basın açıklamasını okuyan dernek üyesi Avukat Özen Kalaycı, şunları kaydetti: "Göl ayağında bulunan regülatörden yasal kotun altında hala su akışının devam etmesi, gölün doğal sisteminin bozulmasına neden olduğundan gölümüz kuruma tehdidiyle karşı karşıyadır. Hali hazırda göl tabanı balçık ve çamurla dolduğu için gölde tutulan su miktarı da bu akışı karşılayacak yeterlilikte değildir. Beyşehir Gölü'nün kuruması halinde bunun hem yakın coğrafyasındaki sulak alanlar ve tarımsal sahalar hem de ülkemiz açısından son derece olumsuz etkileri de olacaktır. Beyşehir Gölü Türkiye'de hem milli park olması hem de tescilli kültür varlıklarını üzerinde barındırması gibi özelliklerinin yanı sıra çok önemli bir sulak alandır. Burası göçmen kuşların durakladığı, mola verdiği önemli alanlardan biridir. Bu nedenle Beyşehir Gölü'nün kuruması orta vadede ülkemizin ekolojik dengesini de son derece olumsuz etkileyecektir. Beyşehir Gölü kurursa sadece Beyşehir'in etrafındaki yerleşimler zarar görmez. Beyşehir Gölü kurursa Çumra Ovası, Suğla Havzası, Konya Ovası kurur. Onun için bu havza, bu coğrafya sadece Beyşehirlilerin derdi değildir. Bu durum aynı zamanda çok geniş bir coğrafyanın sorunudur. Beyşehir Gölü'ne bütün ülke sahip çıkmalıdır. Aksi takdirde bir süre sonra Beyşehir Gölü haritadan silinecektir. Beyşehir Gölü'nde yasal kotun altında su alımı derhal durdurulmalı ve daha sonrasında Beyşehir Gölü tabanında bulunan balçık ve çamurlar bütünüyle temizlenmelidir."