Elektroşokla balık avlamaya ağır yaptırım talebi!
Ülkemizde yasak olmasına rağmen son yıllarda yaygınlaşan elektroşok yöntemiyle balık avcılığı, aralarında Beyşehir Gölü’nün de olduğu hem iç sularda hem de sulak alan ekosistemlerinde ciddi tahribatlara yol açıyor.

Uzmanlar ve çevre örgütleri, mevcut idari yaptırımların yetersiz kaldığını belirterek elektroşokla avcılık yapanlara hapis cezası dahil daha ağır yaptırımlar uygulanması çağrısında bulundu.
Elektrikle balık avcılığı, 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu’nun 19. maddesiyle bilimsel çalışmalar dışında kesin olarak yasaklanmış durumda.
DENETİMLERE RAĞMEN YASA DIŞI AVCILIK SÜRÜYOR
Ancak denetimlere rağmen kaçak kullanımın arttığı ifade ediliyor. Bilimsel çalışmalar, elektroşok cihazlarının seçicilik özelliği bulunmadığını, özellikle yavru balıklar ve nesli tehlike altındaki türler üzerinde geri dönüşü olmayan zararlara neden olduğunu ortaya koyuyor.
Su canlılarının sinir sistemlerinde kalıcı hasara yol açtığı, ekosistemi tamamen altüst ettiği belirtiliyor.
Öte yandan, 2872 Sayılı Çevre Kanunu’nun 9. maddesi kapsamında sulak alanların doğal yapısının korunması esasken, aynı maddenin f bendi biyolojik çeşitliliği tehdit eden her türlü faaliyeti yasaklıyor.
UZMANLARDAN EN AĞIR ÇEVRESEL YAPTIRIMLAR UYGULANMASI TALEBİ
Uzmanlar, elektroşok kullanımının bu madde kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve en ağır çevresel yaptırımların uygulanmasının zorunlu olduğunu dile getiriyor.
Fırat Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi de geçmiş yıllarda yaptığı açıklamada, elektrikle balık avcılığının “ülkemiz sulak alanlarında biyolojik çeşitliliğe ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimine telafisi mümkün olmayan zararlar vereceği” uyarısında bulunmuştu.
MEVCUT CEZALAR, CAYDIRICILIKTAN UZAK
Mevcut uygulamalarda, Su Ürünleri Kanunu gereğince verilen idari para cezalarının caydırıcı olmaktan uzak kaldığı ifade ediliyor. Uzmanlar, bunun yanında Çevre Kanunu’nun 20. maddesinin (k) bendi uyarınca 557 bin 212 TL’ye kadar ek idari para cezası uygulanabileceğini hatırlatıyor.
YARGI YOLUNUN DA AÇILMASI İSTENİYOR
Yetkililere göre, elektroşokla avcılık yapanların sadece idari para cezasıyla değil, aynı zamanda Türk Ceza Kanunu’nun 181 ve 182. maddeleri kapsamında “çevreyi kasten kirletme” ve “çevreye zarar verme” suçlarından adli işlem görmesi ve yargı yolunun açılması gerektiği vurgulanıyor.
Vatandaşlar ve çevre örgütleri, sürdürülebilir balıkçılık ve gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakmak adına elektroşokla avcılığın “bir katliam” olduğuna dikkat çekerek hapis cezalarının getirilmesini talep ediyor.
CHP’Lİ VEKİLDEN ELEKTROŞOKLA AVCILIK TEPKİSİ
Öte yandan, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, yasa dışı elektroşokla balık avcılığı sorununu TBMM’nde gündeme getirdi. Tanal, Türkiye’nin en büyük barajında elektroşokla avcılığın yaygınlaşmasına rağmen yeterli denetimlerin yapılamadığını savundu.
Milletvekili Tanal, yaptığı konuşmada, Şanlıurfa Hilvan’daki Atatürk Barajında her gece aynı karanlık tablonun yaşandığına dikkati çekerek, “Su botlarıyla suya elektrik verilerek binlerce balık,yumurta ve su canlısı katlediliyor.”sözlerine yer verdi.
Bunun bir avcılık olmadığının konuşmasında altını çizen Tanal, şunları söyledi:
“Bu ekosistemin kasten yok edilmesidir, Hilvan’da su bot komutanlığı olmadığı için, suya inip müdahale de edilemiyor.
Türkiye’nin en büyük barajında devlet birkaç gece suç düzenine teslim edilmiş durumdadı.
Bu sadece balık katliamı değildir, bu kamu güvenliğinin, kamu düzeninin ve devlet otoritesinin çökmesidir. Buradan hükümete, Hilvan Kaymakamlığı ve Şanlıurfa valisine ve emniyete soruyorum; Atatürk Barajının güvenliğini kimlere bıraktınız? Hilvan’da su bot tahsisini kim engelliyo,r bu ekolojik suça neden göz yumuluyor? Hilvan sahipsiz değildir, bu çevre cinayetini durdurmak için mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz.”













