Prof.Dr.Muşmal'dan önemli uyarılar:“Gölü besleyen derelere akıtılan atıklar durdurulmalı”

Beyşehirli Tarihçi Yazar Prof.Dr.Hüseyin Muşmal, “Beyşehir Gölünü besleyen derelere yerleşim yerlerinden akıtılan evsel kanalizasyon ve kimyasal atıklar durdurulmalıdır.”dedi.

Beyşehir Yayın: 11 June 2025 - Wednesday - Güncelleme: 11.06.2025 22:46:00
Editör - Ali Rıza Önses
Okuma Süresi: 8 dk.
Google News

Beyşehirli Tarihçi Yazar Prof.Dr.Hüseyin Muşmal, “Beyşehir Gölünü besleyen derelere yerleşim yerlerinden akıtılan evsel kanalizasyon ve kimyasal atıklar durdurulmalıdır.”ifadelerini kullandı.

Prof.Dr.Muşmal, yerleşimlerin kanalizasyon sistemlerinin bir an önce tamamlanmasının lazım geldiğine ve atıksu arıtma tesisleri yapılmasının yanı sıra düzenli olarak da çalıştırılması gerektiğine vurgu yaptı.

Haber Önses yazarlarından Prof.Dr.Hüseyin Muşmal, belediye başkan adayı olması sebebiyle yerel seçim süreciyle  birlikte ara verdiği köşe yazılarına yeniden başladı.

Aynı zamanda Beyşehir Gölü’nün tarihsel süreci ve adalarıyla ilgili yazdığı kitapla da tanınan Prof.Dr.Muşmal, son yazısında son dönemde  yaşadığı şiddetli kuraklık  sebebiyle su seviyesi onlarca metre geriye doğru çekilen Beyşehir Gölü’nü ve sorunlarını kaleme aldı.

Beyşehir Gölü’nün güncel durumuna ilişkin olarak yazısında bilgilendirmelerde bulunan Muşmal, gölün sorunlarına dikkatleri çekerken bazı çözüm önerilerini de yazısında madde madde sıraladı.

“GÖLDE DERİNLİK 1-2 METREYE KADAR DÜŞTÜ”

Bazı kaynaklarda geçmiş yıllarda gölün en derin yerinin  12,14 ve hatta 15 metre olduğunun ifade edildiğini yazısında vurgulayan Muşmal, çeşitli kaynakların ise gölün ortalama derinliğinin 8-9 metre civarında olduğu yönünde hemfikir olduğunu belirtti.

 Muşmal, “Günümüzde bu derinlik bir-iki metreye kadar düşmüştür.”bilgilendirmesinde bulundu.

Beyşehir Gölünün 4200 kilometrelik bir drenaj sahasında yüzey yağışları, dağlara inen kar ve yağmur sularının oluşturduğu dereler ve göl tabanından gelen yer altı suları tarafından beslenmekte olduğuna dikkati çeken Muşmal, 651 kilometrekarelik bir alana sahip olan Beyşehir Gölünün kendi alanından 6-7 kat daha büyük bir alandan su toplayabilmekte iken günümüzde bu tablonun değiştiğine vurgu yaparak, yazısında şu ayrıntılara yer verdi:

 “Beyşehir ve Suğla göllerini barındıran ve Doğu ve Batıdan yüksek dağlarla çevrili olan su toplama havzasında göle su akışı sağlayan 30’a yakın dere bulunmaktaydı.

“GÖLÜ BESLEYEN DERELERİN BİR KISMI KURUDU,BAZILARININ GÖLE AKIŞI KESİLDİ”

 Ancak bu derelerin bir kısmı kurumuş, bir kısmının gölet ve baraj yapımı gibi nedenlerle göle akışı kesilmiştir.

 Tarihi süreçte elde edilen verilere göre Beyşehir ve çevresinde en fazla yağışlar Aralık ve Ocak aylarında yaşanırken, göl seviyesinde en fazla yükselme Mayıs ayında gerçekleşmiştir. 

 

Bu durum Beyşehir Gölü beslenmesinde etkin rolü yalnızca yüzey yağışlarının değil, yeraltı sularının da oynadığını göstermektedir. 

BUHARLAŞMA KAYIPLARINA DA DİKKAT ÇEKTİ

Neticede yıllara göre değişmekle birlikte göldeki su seviyesinin Mayıs ayı başlarında azami dereceye ulaştığı, bu dönemden itibaren yağışların azalması ve buharlaşmanın artması sebebiyle Ekim ayı sonuna kadar su seviyesinin asgari noktaya gerilediği söylenebilir. 

Göldeki su seviyesinin en yüksek noktalara ulaşması gereken Mayıs-Haziran ayları içerisinde bulunmamıza rağmen su seviyesi kritik eşiğin altına düşmüştür.
 Beyşehir Gölü Havzası’nda son yıllarda küresel ısınmaya bağlı olarak ve insan faktörünün etkisiyle gölü besleyen ayakların bent ve barajlarla kesilmesi ve gölden Konya Ovasına gölün ekolojik durumu gözetilmeksizin su gönderilmesine bağlı olarak su seviyesinde düşüşler görülmüştür. 

KÖYLERİN KANALİZASYON ATIKLARI GÖLE AKIYOR!

Bu seviye düşüşleri yanında çevre köylerin kanalizasyon atıkları göle akmakta ve gölün kirletilmesinde büyük bir paya sahip olmaktadır. Ayrıca zirai ilaçlar ve gübrelerin yağmurlarla derelerden göle gelmesi de farklı bir kirletici unsur oluşturmaktadır.

 Tüm bu faktörlerin etkisiyle su seviyesinin düşmesine bağlı olarak bu kirletici unsurlar göl kıyı şeridi boyunca oksijensiz bir ortam oluşturmakta ve buna bağlı olarak çevreyi rahatsız edici bir koku da yayılmaktadır. 

“GÖL BİTKİLERİ ÇOĞALDI,BATAKLIKLAR OLUŞTU”

Ayrıca su seviyesinin çekilmesiyle göl bitkilerinin aşırı derecede çoğalması sonucunda göl çevresinde bataklıklar oluşmakta, otlanmaya, avlanmaya ve erozyona bağlı olarak göl tabanında balçıklar, otlar ve hayalet ağlardan oluşan ciddi bir kirlilik gelişmektedir. 

“BEYŞEHİR GÖLÜ YOK OLMA TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA”

 Dolayısıyla Beyşehir Gölü orta vadede yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu nedenle kısa vadede ilgili bilim adamları tarafından detaylı analizler ve incelemeler yapılarak çok gecikmeden bazı tedbirlerin alınması gerekmektedir. 

“ACİLEN TEDBİRLER ALINMALI”

Âcizane tarihi süreçten günümüze gölün ve adaların durumu ile ilgili çalışmalar yapan bir hemşeriniz olarak ben de aşağıdaki tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğini düşünmekteyim.”

Prof.Dr.Muşmal, Beyşehir Gölü Havzasındaki sorunlara ilişkin bazı çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı:


 1-Beyşehir Gölü, daima uygun olan su seviyesi kotunda tutulmalı ve bu kot dönemsel olarak güncellenmelidir.


 2-Çiftçilerin mağdur olmaması, Konya Ovası’nda sulama yapılabilmesi ve bunun sürdürülebilmesi için Çarşamba kanalından akan su kontrollü olarak verilmelidir. 


 3-Konya Ovasının sulanması için Beyşehir Gölü’ne olan ihtiyaç azaltılmalı ve suyun kullanım önceliklerine göre tahsisi ve alternatif su temin projeleri (Köprü Çay ve Manavgat Çayı’ndan istifade edilmesi gibi) yapılmalıdır.


 4-Beyşehir Gölü’nü besleyen akarsu ve kollarının önüne yapılan bent ve barajlar yeninden değerlendirilmeli, suların arazide kaybolması önlenmelidir.


 5-Beyşehir Gölünü besleyen derelere yerleşim yerlerinden akıtılan evsel (kanalizasyon) ve kimyasal atıklar durdurulmalıdır. Yerleşimlerin kanalizasyon sistemi tamamlanmalı, atıksu arıtma tesisleri yapılmalı ve düzenli olarak çalıştırılmalıdır.


 6- Katı atık aktarma istasyonları ve katı atık düzenli depolama tesisi kurulmalı, düzensiz katı atık depolama tesisleri kapatılmalıdır.


 7-Beyşehir Gölü Havzası’nın arazi ve sosyo-ekonomik vb. özellikleri dikkate alınarak suya ihtiyacı az olan ürünlerin ekimi teşvik edilmelidir. 


 8-Organik tarım uygulamaları mümkün olduğunca yaygınlaştırılmalıdır.


 9-Tarımda salma sulama yöntemleri yerine basınçlı sulama sistemlerine geçilmelidir.  


 10- Hayvan gübreleri kontrollü olarak bir depolama alanında toplanmalıdır. 


 11-Öncelikle göl çevresinde olmak üzere tarımda kullanılan zirai ilaç ve suni gübrelerin toprak ihtiyacını karşılayacağı kadar kullanılması sağlanmalıdır.


 12-Gölün fauna ve flora yapısının korunması konusunda acilen tedbirler alınmalıdır.


 13-Yağış artışını sağlamak amacıyla göl çevresinde yoğun ağaçlandırma yapılmalıdır.


 14-Beyşehir Gölü’nde dip temizliği yapılmalı, balçıklar ve hayalet ağlar toplanmalıdır.


 15-Bu çerçevede daha hızlı ve etkili kararlar alabilmek için gölün tek elden bir alan başkanlığı vasıtasıyla yönetimi sağlanmalı ve bunun için “Beyşehir Gölü Alan Başkanlığı” kurulmalıdır.”

Ek Fotoğraflar
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.